İnsan bu dünyaya sevmek ve aşkı talim etmek için gelmiştir. Allah'ın (cc) insana bahşettiği en muazzam şey aşktır. Aşk ne melekte vardır ne de şeytanda. Ancak yüreği olan insanoğluna nasip olmuştur bu nadide duygu. İnsan, dünya hayatı boyunca farklı şeylere aşk veya ilgi duyar. Vatan sevdası da bu aşklardandır, bir defa imandan gelir. İman da Allah'ı aşkla bilmenin adına denmiştir.
Elif gibi dimdik duran bir direğe çekilen al bayrak, vatan sevdası olan gönüllerde her bakışta aşkı körükler.
İnsanoğlu, ömrünü ayakta ve tabiri caizse elif gibi dimdik geçirir. Şeklen elife benzeyen insan karakteri, yaşamı ve aşkıyla da dimdik olma arzusundadır. Bu konuya Necip Fazıl şöyle dikkat çeker:
Kafire karşı elif gibi dimdik, Allah’a karşı vav gibi eğilirim.
Hz. Mevlâna da meâlen şöyle buyurur:
İki şey mühimdir. Birincisi okyanus gibi bol haysiyet, ikincisi elif gibi dimdik şahsiyet.
Hud Suresi 112. ayette Cenab-ı Hakk’ın "Emrolunduğun üzere dosdoğru ol!" buyruğunu aşka uyarlarsak, dosdoğru sevmek mühim meseledir. Aşkı aşk ile dosdoğru yaşamak... Sanırım insanın hayattan alabileceği en büyük neşe de budur.
Tasavvufta da elif, Allah'ı simgeler. Ebcet hesabına göre de elif harfi sayı olarak bire karşılık gelir. Aslında elif gibi sevmek ve elifi sevmek denildiğinde, akla Allah (cc) gelir. Kuran'ın ilk ayeti de elifle başlar. Allah lafzının ilk harfi de eliftir. Bunların hepsi bize gösteriyor ki bütün yollar (elifler) O'na çıkmaktadır. Divan edebiyatında da elif; vahdeti, kuşatıcılığı, güzelliği ve sevgiyi simgeler nitelikte, nice beyte konu(k) olmuştur.
Elif ile sevgilinin boyu tasvir edilir bazen. Bazen de onun güzelliğini ve zarifliğini anlatmak için şiirlerin olmazsa olmazıdır. Şiirden anlayan herkesin, sevgili ve aşk deyince ilk aklına gelen eliftir.
Lale Devri'nin ünlü şairi Nedim bir beytinde şöyle der:
Elifler var ki lâyık her biri serv-i sehî-âsâ
Diküp bâg-ı bekişte mâye-i hüsn ü bahâ eyle
(Her biri servi ağacı gibi cennet bahçesine lâyık
Güzellik ve değer kaynağı nice elifler vardır)
Sinan Paşa ise bir beytinde şöyle demekte:
Cehd it kim kalmaya senden nişân
Bir elif kala vücûdunda hemân
(Çabalarsan senden bir iz kalmaz
Benliğinde sadece bir elif kalmalı)
İnsan, devamlı sevme ve aşk gayretinde olmalı ki; nihayetinde gönlünde sadece Allah (cc) kalmalı. Adeta elif gibi dimdik ve tek olarak, sadece Allah'a duyulan aşk, ruhta yer tutmalı. Hoş, zaten bir gönle elif girdiyse oradaki diğer her şeyi söker atar ya! Gönül beytini pâk eden eliftir de ondan. Hemen burada aklıma Şemseddin Sivasi Hazretleri’ne ait şu muhteşem nutuk geldi:
Sür çıkar ağyârı dilden ta tecellî ede Hak
Padişah konmaz saraya hâne mamur olmadan
Hazret de burada gönülden, Elif'ten başkasını sürüp çıkarmanın tek çare olduğunu uyanık kalplere tavsiye etmekte.
Yunus Emre ise şöyle der:
Dört kitabın manası
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsen
Bu nice okumaktır.
Aşk yolunun büyük öncülerinden Yunus Emre Hazretleri’nin de işaret buyurduğu gibi mesele Elif'i bilmek ve Elif'i sevmektir. Her gönül bir olan, tek olan o Elif'e müştak olabilme kabiliyetindedir. Bulup meydana çıkarabilene aşk (elif) olsun vesselam!