Biat
Bir kimse, bir şeyhe biat etmek isterse, şeyhin iradesi de bu yönde ise ne âlâ! Biat eder. Eğer şeyh istemez veya “Vakti değil!” derse, şeyhe tâbi olup (uyup) onun istediği zaman biat etsin. Çünkü şeyh, Allah'a yakınlıkla gelen coşkunluk hâllerinden, melek ve insanlık âleminden, Allah'ın gayrısını gönülden atma mücadelesinden ve Allah'ın rızasını kazandıran her halden haberdardır. Bunu ise şeyhten başkası bilmez. Öyleyse rızasına teslim olup tâbi olmak lazımdır. Şeyhler hekimdir. Biat etmeyi isteyen kimsenin hâlini, ilahi ilhamla bilir, anlar ve onun biatına uygun olan vakti bilir. Hatta şeyhler Rabbani ilham ile o kişi seyr ü sülukunu tamamlar mı tamamlamaz mı, noksan mı kalır, dinden mi çıkar, şeyhini inkâr mı eder -bundan Allah'a sığınırız- anlarlar. En iyisi teslim olmak ve rıza göstermektir.
Hizmet Dervişleri
Hizmet dervişlerinin yolları kısa ve sülûkları diğer dervişlerden daha kolaydır. Ancak hizmet son derece güçtür. Akıllıca hareket etmeyi gerektirir ve her şeyden evvel kişi, şeyhin ortaya koyduğu âdet ve huylarını bilip ona göre hizmet etmelidir.
Ayrıca şeyhin aykırı söz ve görünüşte uygun olmayan bazı hareketler gibi imtihanlarını anlamak gerekir. Böylece derviş imtihan edilip, kendisinin ne hâlde olduğu yine kendisine bildirilmek istenir. Çünkü şeyhler hâşâ Allah'ın rızasına aykırı iş yapmazlar. Ne yaparlarsa yapsınlar ancak Hakk'ın izni ile yaparlar. Derviş, şeyhinin hareketlerinin sırrını bilmez ve bilip anlamak istese de anlamaya gücü yetmez. Dervişe lazım olan; şeyhine sadakat ile hizmet edip, hıyanet ve kötü niyetten uzak durmak ve hizmeti Allah için yapmaktır. Hizmetini bir şeye dayandırmamalı ve karşılığında bir şey gelirse almamalıdır. Herhangi bir talepte de bulunmamalıdır. Çünkü öyle olursa isteğini elde etmek için hizmet etmiş olur. Allah rızası için yapmak lazım! Hizmet, Allah rızası için olmayıp bir maksada dayanırsa yüz sene de hizmet etse faydasını göremez. Hidayete erişen derviş, dâimâ şeyhin himmetine erişir. Gazabına uğrayan, daima şeyhten celâl üzere muamele görerek gönlünden düşer. -Allah korusun!- Öyleyse dervişe lazım olan daima kendi kendini hesaba çekip, eksikliğini bilip, işlerini ve hizmetlerini düzeltmeye dikkat etmek ve buna önem vermektir. Yoksa kör gibi; kendini bilmez, kabahatini de anlayamaz. Yanlış bir kasıt ve ihanet üzere olur da bunu anlamayıp “Benim şeyhim bana himmet etmez!” diye şeyhine iftira atar. Kendinden habersiz, ihaneti ve yanlış bir maksadı olduğu halde hizmet ettiğini zanneden derviş, tarikat pîrleri tarafından reddedilir, gün gelir kendiliğinden şeyh kapısından ayrılır. Nefsinin kusurlarını düzeltmeden, şeyhine itaat ve teslimiyet halini kazanmadan şeyhine gitmemeli, ne zaman ki ilâhî hidâyet erişip bu hali düzeltince şeyhinin huzuruna gitmelidir.
1- Hekim veya hakîm kelimesi doktor manasına geldiği gibi ilahi hikmetleri bilen manasına da gelir. Burada her iki manayı da ifade edecek şekilde bir cinas vardır.