“Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Birtakım Unvanların Yasaklanmasına ve Kaldırılmasına İlişkin Yasa” başlığı taşıyan...
“Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Birtakım Unvanların Yasaklanmasına ve Kaldırılmasına İlişkin Yasa” başlığı taşıyan 667 sayılı kanun 30 Kasım 1925’te hayata geçirilse de esasında öncelikle 2 Eylül 1925’te Bakanlar Kurulu bir kararname yayınlamıştı. Sürecin sonunda 773 tekke ve 905 türbe kapatılmış ve bu yerlerden alınan 9362 parça eşya müzelere götürülmüştü. Tekkelerin son şeyhleri arasında, aynı gün çıkarılan şapka ve kılık kıyafete dair düzenleme dahil olmak üzere, yeni devri büyük bir coşkuyla karşılayanlar olduğu gibi tekkelerin ıslah edilmesini desteklemekle birlikte kapatmanın üzüntüsünü derin bir şekilde yaşayarak yeni döneme uyum sağlayamayanlar da vardı.
Tekkelerin kapatılmasından sonra türlü zorluklarla boğuşan isimlerden biri olan Yenikapı Mevlevihanesi son şeyhi Abdülbaki Baykara, bazı zakirlerin gazinolarda bazı şeyhlerin de balolarda boy gösterdiği yeni dönemdeki durumunu şu dizelerle dile getirdi:
Semâ-yı Mevlevî’yi terk edip öğrenmedim dansı
Selânik dönmesinden de beter bir Müslümân oldum
Abâ bonjur, silindir şapka oldu sikke-i Monlâ
Bu uydurma kıyafetlerle rüsvâ-yı cihân oldum
İskender Cüre