Mahiyetini kavrayamadığımız, çoğumuza alelade gelen suyun; gördüğü itibarsızlığa rağmen bize muamelesi rahmaniyet ile açıklanıyor. Bu sebeple su kendini arıtıp, durultup, insanoğlunun izlerinden temizlenip tekrar tekrar üzerimize rahmet olarak inebiliyor. Efendimiz’in miraca çıkıp Rabbiyle hemdem olduğu makamdan geri dönmesi gibi su da aynı rahmet membaından besleniyor. Kainattaki her şeyin, besmeledeki rahimiyetten de kapsayıcı olan rahmaniyetten gelmesi gibi. Dinimizde her hayrın başının besmele oluşu ile de her ne yapılacaksa bu rahmet membaının kaynak olarak alınması gerektiği bize buyuruluyor. Bu bile bir rahmet, rahmaniyet tecellisi değil de nedir?
Alemlerin yaratılma sebebi olan Efendimiz'in (sas) Allah Teâlâ’ya, O'nun esmalarına ayinedarlık yapması, Efendimiz'in (sas) de konuştuğu, yaptığı her şeyin bu rahmet membaından oluşu; Kur’an-ı Kerim’de geçen “O nefsinden konuşmaz, O'nun (sas) sözleri vahiyden başka bir şey değildir.” (Necm Suresi 3-4) ayeti ile belirtilmiştir.
Fuzuli’nin Efendimiz'e (sas) naatı olan Su Kasidesi'nde geçen beyitte olduğu gibi:
Mu'cizi bir bahr-i bî-pâyân imiş âlemde kim,
Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su.
“Efendimiz' in (sas) mucizeleri âlemde uçsuz bucaksız bir rahmet denizi gibi.” diyor çünkü aynı rahmet membaından çıkıp aleme sirayet ettiler. O rahmet membaından çıkıp rahmet denizi olan mucizelerin, yetmiş kelimesi ile her yere ulaşan ve kâfi gelen; ateşe tapanlara, inkar eden kafirlere ve Müslüman olsa da günaha düşmüş ateş ehline rahmet olarak, su gibi fark gözetmeksizin yetiştiği belirtilmiş.
Su rahmettir, medeniyetimizde de yağmura rahmet denir. Efendimiz rahmettir, Rahmete’n-lil-alemin'dir. Çünkü Rabbimiz Rahman'dır. Nisan yağmurlarını yağdırır yani nisan rahmetini ayrım yapmaksızın herkese indirir. Bu rahmet istiridyede inci, yılanda zehir olur. Su aynı sudur, rahmet aynı rahmettir, Hazret-i Sıddık'ın gördüğü mucizelerle, rahmet tecellileriyle Ebu Cehil'in gördükleri aynıdır ama herkes ancak nasibince ve mizacı doğrultusunda bu rahmetten istifade edebilir.
Yâ Habîballâh, ya Hayre’l-Beşer müştâkınım,
Hayrdır vermek karanu gicede bîmara su.
Asr-ı Saadet’ten bir hayli uzak olduğumuz bu karanlık gecede ve dâhi mahşer gününün karanlık gecesinde, hasta olan bizlere su vermek hayır işidir. Yine o müştâkı olduğumuz ve rahmet denizi olan Efendimiz'e (sas) sığınarak bu hayrı senden dileniyorum, diyebilmek duasıyla vesselam.