📍Karîbler semâsı olarak da bilinir.
📍Bir tasavvuf terimi olarak garip kelimesi, asıl vatanından ayrılıp bu dünyada gurbet hayatı yaşayan Hak aşığı derviş olarak tarif edilmiştir.
📍Karîb ise Arapça “kurb” yani yaklaşan, yakında olan, Allah’a yakın kişi olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla her iki telaffuz da doğru kabul edilmiştir.
📍Bir mevlevî ıstılâhatı olarak garipler semâsı ise Mevlevî mukâbelesi sırlandıktan sonra âyinin mânevî hazzına doyamamış dervişlerin, kollarını açmadan yaptıkları semâya verilen bir tabirdir.
📍İhya gecelerinde icra edilen âyinlerin sonunda herkes mevlevîhâneden çıktıktan sonra ışıklar dinlendirilirdi.
📍Vecd hâline doymamış dedeler ve cânlar semâhanede kalırlar, hırkalarını çıkarmadan, sol elleriyle hırkalarının sol yakasını tutar, sağ elleriyle de hırkalarının sağ yakasını tutarlar, göğüslerini biraz açarak semâ ederlerdi.
📍Garipler seması nispeten daha yavaş olurdu ve on sekiz çarktan ibaretti.
📍Mûsıkîsiz icrâ edilen bu semâ, Mevlevî âyininin bir tür devamı niteliğindeydi.