📍Lugatte bir kişinin ölümünden sonra onu iyiliklerini, güzelliklerini anlatan ve o ölümden sonra yaşanan acıyı ifade etmek için yazılan manzume manasına gelmektedir.
📍Arapça kökenli olup aynı anlama gelen risa’ kelimesinin masdar halidir.
📍Daha çok divan edebiyatının ürünü olarak karşımıza çıkan mersiyenin halk edebiyatındaki karşılığı ağıt ve sagudur.
📍Hz. Ali’nin ve daha sonra Kerbela’da Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt'in feci bir şekilde şehit edilmesi gibi hadiselerden sonra mersiye türü eserler, yaşadığımız coğrafyada daha çok yayılmıştır.
📍Hüzün ve keder dolu ifadelerin bulunmasına rağmen mersiyeler sanatsal ve edebi açıdan oldukça zengindir.
📍Özellikle Osmanlı döneminde cenazelerde veya Muharrem ayı geldiğinde mersiye okutulması, mersiye türünde eserlerin sayısını arttırmış, mersiyehanlık şeklinde bir meslek ortaya çıkmasına ve bir çok mersiyehan yetişmesine vesile olmuştur.
📍Mersiye türünde meşhur bir esere örnek, büyük alim Kethüdazade Arif Efendi’ye ait olan “Kurretü’l-ayn-i habîb-i kibriyâsın yâ Huseyn” mersiyesidir.
📍Bu meşhur mersiye Hacı Arif Bey tarafından Hüzzam makamında, Muzaffer Ozak Efendi tarafından Hicaz makamında, Bolahenk Nuri Bey tarafından Hüseyni makamında bestelenmiştir.