📍Devr-i Veledî olarak da bilinir. Hz. Mevlânâ’nın muhterem oğlu Sultan Veled tarafından tertip edildiği için bu isimle anılmıştır.
📍Mevlevî mukâbelelerinde semâya başlamadan önce semâhânede yapılan bu merasimde, semâzenler postnişini takip ederek halka şeklinde meydanda üç devir yaparlar. Hırkalar çıkarılmadan yapılan bu devirde canlar hafî (sessiz) bir şekilde İsm-i Celâl’i zikrederler yani her adımda "Allah" derler.
📍Her bir cân şeyh postunun önünde birbirlerine "Hak sizde tecelli etmiştir." dercesine baş keser yani selâm verirler. Burada “Sonra onu tesviye edip içine kendi ruhundan üfledi.” (Secde-9) âyet-i kerîmesine işaret vardır. Böylelikle insanda var olan ilahî nefhâyı, Mutlak Varlık’ın kemâl zuhûrunu takdis etmiş olurlar.
📍Devr-i Veledî’de postnişin kıdemce en yeni olan cân ile yani nev-niyaz ile selamlaşır. Bu durum “Bu yolun başı da sonu da birdir.” olarak yorumlanmıştır.
📍Devr-i Veledî’de, Allah’ın esmasını öğrenişe de işaret vardır.